1- Günümüzde ilacın en büyük alıcısı Sosyal Güvenlik Kurumları olup, bu oran yaklaşık olarak %90 civarındadır.Bu nedenle Sosyal Güvenlik Kurumlarının eczanelere yaptığı geri ödeme gecikmeleri büyük sıkıntı yaratmaktadır.Eczanelerin sağlık hizmetlerini sürdürebilmesi için, resmi kurum ödemelerinin zamanında yapılması ,eczaneler için yaşamsal önem taşımaktadır. Son günlerde sıkça gündeme gelen Finans Kurumu Projesi kapsamında, ortaya çıkacak olan faizin depocular, ilaç üreticileri ve eczacı tarafından paylaşılacak olması , ilaç satış şartlarında ortaya çıkabilecek eczacı aleyhine gelişmelerle, tamamen meslaktaşlarımızın üzerinde kalacağı ayrıca Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının ödeme disiplininden tamamen ayrılabilecekleri endişelerini doğurmaktadır. Finans Kurumu Projesi'nin geri ödemelerle ilişkilendirilmeden, eczacıların finansman desteğine ihtiyaç duyduklarında devreye girecek bir yapı olarak yeniden projelendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 2-İlaç fiyatı ilk belirlenirken, AB üyeleri içinden Bakanlıkça belirlenen referans ülkelerden en ucuzu üzerinden belirlenmesi uygulaması, bir kereye özgü olarak yapılmalıdır.Ancak daha sonra ilaç fiyatları, kur sepetindeki artış ya da azalma yerine, TEFE-TÜFE ortalaması gibi ulusal bir kritere dayandırılmalıdır. Salt döviz sepeti esasına göre fiyat belirlemesi, tüm giderleri en az enflasyon oranında artan meslektaşlarımızı, süreç içinde zor durumda bırakabilmektedir. Bugünkü ilaç fiyatları ve karlılık oranlarıyla eczanelerin ayakta kalması mümkün değildir. Bunu bilen ilaç sanayi mal fazlaları, farklı isimler altında verilen iskontolarla sistemi suni olarak ayakta tutmakta, ancak bu durum meslektaşlarımızı kriz dönemlerinde son derece savunmasız halde bırakmakta, ayrıca etik bozulmalara, ekonomik durumu iyi olan/olmayan melektaşlarımız arasındaki uçurumun git gide açılmasına yol açmakta ve bizlere üyeleri arasındaki eşitsizlikleri ortadan kaldırmakla ilgili yasa ile yüklendiğimiz görevlerimizi hatırlatmaktadır. Yeni ilaç fiyat kararnamesinde tüm ilaç gruplarında eczacı kar payının arttırılması ve fiyat düşüşlerinde "geçiş süreci" nin yer alması için çalışma yapılmalıdır.Türk Eczacıları Birliği bünyesine fiyat takip komisyonu kurulmalı ve fiyatı düşen ürünler nedeniyle eczanelerde oluşan kayıpların gidirilmesi yönünde girişimlerde bulunulmalıdır. 3- Sosyal Güvenlik Kurumları'nca yapılan reçete kontrellerinde bölgelere göre farklılık gösteren yorumlar ve ciddi gecikmeler yaşanmaktadır.Örnekleme yönetimi ile kontrolün her eczane için ayrı yapılmasının benimsenmesi ve reçete kontrollerinde güncelin yakalanması sağlanmalıdır. 4- Sosyal Güvenlik Kurumları'nca uygulandığı halde kamu iskontolarını eczaneye yansıtmayarak eczanelerde kayıplara yol açan; Antepsin tb., Antepsin sp., Aspirin 500 mg. tb., Aspirin fort tb., Ketoral tb., Klindan 150 mg. kapsül ve Spazmotek plus tb. gibi ilaçların firmaları ile gerekli görüşmeler yapılarak eczanelerde oluşan kayıpların telafisi sağlanmalıdır. 5-Ecacılık mesleğinin geleceğine yönelik olarak, eczacı kamuoyunda tehdit olarak algılanan siyasi ve ekonomik gelişmelerle ilgili Türk Eczacıları Birliği, Eczacı Odaları ve üyeleri arasında hızlı ve etkin bilgi akışının sağlanması son derece önemlidir. Tüm Odaların üyelerinden aldığı güçle bütünleşmiş tek ses, tek yumruk olabilmiş bir iradeyi göstermesi ve bunun Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti' nce ülke komisyonuna ivmelenen bir güçle taşınması, mesleğimiz yarınlarına yönelik olarak sahip olabileceğimiz tek ve gerçek güvencedir. Eczacı kamuoyuna saygıyla sunarız. MUĞLA ECZACI ODASI-İZMİR ECZACI ODASI-MANİSA ECZACI ODASI-BALIKESİR ECZACI ODASI-KÜTAHYA ECZACI ODASI-UŞAK ECZACI ODASI-ISPARTA ECZACI ODASI-ESKİŞEHİR ECZACI ODASI-AFYON KARAHİSAR ECZACI ODASI-DENİZLİ ECZACI ODASI-AYDIN ECZACI ODASI-ÇANAKKALE ECZACI ODASI |