BAŞKANIMIZ ECZ.SEFA KARAARSLAN'IN 43. DÖNEM III. BÖLGELERARASI TOPLANTI KONUŞMASI
Sayın Türk Eczacıları Birliği Başkanım, Merkez Heyeti'nin, Denetleme Kurulu'nun, Yüksek Haysiyet Divanı'nın değerli üyeleri, değerli meslektaşlarım, çok değerli TEB emekçileri, hepinizi şahsım ve Odam adına saygıyla selamlıyor, bu güzel ev sahipliği için Serkan Başkanımın nezdinde kardeş odamız Muğla Eczacı Odası'nın değerli ekibine çok teşekkür ediyorum.
Ülkemiz 6 Şubat günü büyük bir felaket yaşadı. Onbir ilimizi etkileyen iki büyük depremde onbinlerce insanımızı yitirdik. Adıyaman Eczacı Odası Başkanı Hüseyin Kemal Taş başta olmak üzere depremde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun.
Böylesi felaketlerde toplum olarak kenetlenmeyi, yardımlaşma ve dayanışmayı daha iyi beceriyoruz. Bizler de eczacılar olarak bunun en güzel örneğini sergileyip deprem bölgesindeki halkımızın yaralarına merhem olduk. İlk günden itibaren Türk Eczacıları Birliği ve Eczacı Odalarımızın öncülüğünde, eczacılarımız ve eczacı teknisyenlerimizle, depremden etkilenen bölgelerde kurulan sahra eczanelerinde halkımızın ilaç başta olmak üzere çocuk maması, çocuk bezi, hasta alt bezi gibi sağlık ihtiyaçları meslektaşlarımızın bağışları, gönüllü eczacı ve eczacı teknisyenlerimizin eli ile ücretsiz olarak karşılandı. Ebru Başkan'ımın dediği gibi depremden etkilenen halkımız bir çok şeyin eksikliğinden şikayet edip ilaç yok demediyse, bu bizlerin özverili çalışmaları sayesindedir. Türk Eczacıları Birliği'nin ve Odalarımızın organizasyon becerisi ve kapasitesi bir kez daha net olarak gözler önüne serildi. Odalarımız ve meslektaşlarımız her türlü ayrılığı bir kenara bırakıp, nasıl daha yararlı olabilirim diye birlikte hareket etmenin en güzel örneklerini sergiledi.
Biz de Aydın Eczacı Odası olarak gönüllü eczacı ve eczacı teknisyenlerimizle birlikte Malatya ve Hatay’da Türk Eczacıları Birliği tarafından kurulan sahra eczanelerinde halkımıza yararlı olmaya çalıştık. Şunu net olarak söyleyebilirim, otuz yıla yaklaşan meslek hayatımın en onur duyduğum, iyi ki eczacıyım dediğim günlerini Malatya'daki Türk Eczacıları Birliği Sahra Eczanesinde görev yaparken yaşadım. Turgut Özal Eğitim ve Araştırma Hastanesinin bahçesinde kurulan sahra eczanesi her gün binlerce vatandaşımızın yarasına merhem oldu. Elinde ilaç kutusu bile yok, amcam gelmiş tansiyon, kalp, şeker ilacını istiyor; çünkü ilacı ya enkazda ya da ağır hasarlı evinde kalmış. İlaçlarını parasıyla bile alabileceği hiç bir yer yok. Sistemden kullandığı ilaçlara bakıp buyur amcacım geçmiş olsun dediğinizde, ettiği dua, veya bir anne kucağında bebeği ile gelip yavrusuna istediği mamasını, ateş düşürücü ilacını verdiğinizde ettiği dua, ya da yatalak annesi için hasta alt bezini verdiğinizde o evladın ve belki de sonrasında annenin ettiği dua ve buna benzer sayısız örneğin karşılığı, hayatta hiç bir şeyle ölçülemez bir duygu. Hele borcum nedir diyenler, para vermek isteyenler ayrı bir civanmertlik örneğiydi. Verilen tüm hizmet ve sunulan ilaçlar ile tüm sağlık malzemeleri ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Bir gözlemim de şu oldu, yaşanan büyük felakete ve onca acıya rağmen bölge insanımızın metaneti takdire şayandı. Sırada beklediler, soğukta beklediler, bazen tekrar gelmeleri gerekti ama bir kişi bile öf demedi. Dilerim o güzel insanlar bir an önce daha güzel günlere ulaşsın.
Ben bu süreçteki organizasyon becerisi ile mesleğimize ve meslektaşlarımıza değer katan Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti başta olmak üzere, tüm Eczacı Odası yöneticilerine, tüm meslektaşlarımıza ve eczacı teknisyenlerimize gönülden teşekkür ediyorum. Malatya'daki görev yerimize vardığımızda bizleri Malatya Eczacı Odası Başkan'ı Ebru Sönmez karşıladı. Evi ve eczanesi yıkılmış, arabası da enkazda kalmıştı ama o vakur duruşuyla ve dimdik ayakta bir şekilde ekiplerin koordinasyonu, ilaçların temini ve halkımıza yararlı olabilmenin gayretiyle canla başla çalışıyordu. Türk Eczacıları Birliği Saymanı Tahir Özelçi eczanesi ve evi ağır hasarlı haldeyken büyük bir metanetle sahanın koordinasyonu ile uğraşıyordu. Merkez Heyeti üyesi Onur Özgüven kolunda serumla fayda üretmenin peşindeydi. Görevi devraldığımız Ordu Eczacı Odası Başkan'ı Hakan Öztekin ve ekip arkadaşları iyi bir çalışma ortamı hazırlamışlardı. Malatya Eczacı Odası Yönetim kurulu üyeleri, Malatya'lı meslektaşlarımız ve eczacı teknisyenlerimiz kendilerini unutmuş, halkımıza merhem olmanın derdindeydi. Allah bize bir daha böyle acılar yaşatmasın ama halkımız bilsin ki bize ihtiyaç duyulan her anda görev alma sorumluluğu ile buradayız.
İyi ki ECZACIYIM.
Değerli Meslektaşlarım
TEB seçimlerinin üzerinden yaklaşık bir buçuk yıl geçti. Bu süreçteki özverili çalışmaları için Merkez Heyetimize, Denetleme Kurulumuza, Yüksek Haysiyet Divanımıza ve TEB emekçilerine teşekkür ediyorum. Bekleyen sorunlarımız için de aynı özveri ile çalışacaklarına yürekten inanıyorum. Çok sorunumuz var ama iki temel sorun acil çözüm bekliyor diye düşünüyorum.
Eczanelerde ısı nem takibi sorunu öncelikli olarak üzerine eğilmemiz gereken konuların başında geliyor. Ülkemiz koşullarında uygulanması imkansız bir konuda Yönetmelikte gerekli düzenlemeler yapılmayarak önce ısı nem cihazları bütün eczanelere temin ettiriliyor, sonrasında da kontrollerin ve denetimlerin başlayacağı gözüküyor. Yavaş yavaş kaynayan sudaki kurbağa misali bize baskının dozu yavaş yavaş arttırılıyor. Bu konu ertelene ertelene buralara geldi. Artık kesin bir çözüme kavuşturmak, ısı nem takibinin eczanelerdeki buz dolapları ile sınırlı kalacak şekilde Yönetmelikte düzenleme yapılmasını sağlamak durumundayız.
Bir diğer acil çözüm bekleyen sorunumuz olan yardımcı eczacılık tıkanmak üzere. Bu ekonomik koşullarda yardımcı eczacı çalıştırmak artık imkansız. Gelin bu konuda ortak aklı bulalım ve tamamen kaldırılmasa bile beşinci sınıf stajları ile birleştirme ya da başka formüllerle bu sorunu ortada kaldıralım.
Kontrolsüzce açılan eczacılık fakülteleri, gıda takviyelerinin internet başta olmak üzere her yerde kontrolsüzce satılıyor olmasının halk sağlığı üzerine oluşturduğu tehditler, Kamuda çalışan meslektaşlarımızın özlük haklarının verilmesi gibi çok sayıda üzerinde çalışılması ve çözüm üretilmesi gereken sorunumuz var. Merkez Heyetimizin gereken çalışmaları yapacağına inanıyor, üzerimize düşen katkıyı vermeye hazır olduğumuz da ifade etmek istiyorum.
Değerli Meslektaşlarım,
Seçimlerden hemen sonra tamamlanması gereken bir SGK Protokolü ve bekleyen mesleki sorunlar vardı. Artan giderlere oranla azalan gelirler eczaneleri gitgide darboğaza sürüklüyor ve mesleği sürdürülemez hale getiriyordu. Kamu otoritesi taleplerimize karşı istenen iyileştirmeleri yapmaktan uzaktı. Böyle bir ortamda eylemlilik süreci kaçınılmaz olmuş ve Haziran 2022'deki Konya Bölgelerarası Toplantısında süreç başlatılmıştı. Gerekirse kapatma dahil her türlü eylemliliğin başladığı ilanı bizzat Genel Başkan'ımız tarafından kapanış konuşmasında yapılmış, tüm salon tarafından ayakta alkışlanmıştı. Süreçle ilgili çalıştay yapılarak eylem süreci takvimlendirildi. Süreçte müzakere ve mücadelenin birlikte yürütülmesi öngörülüyordu. Müzakerelerden istenen sonuç alınamayınca sesimizi duyurabilmek adına Büyük Eczacı Mitingi düzenlendi.
20 binin üzerinde büyük bir katılımla ve coşkuyla mitingimizi gerçekleştirdik. Başlangıcından itibaren başarılı bir organizasyon oldu. Birlikteliğe verilen önem herkesi işin içine katma çabası ve bunun da karşılık bulması değerliydi. Kürsü alan başkanlar, miting komitesinin oluşumu birlikteliğin en güzel göstergeleriydi. Mitingin basında yer alma şeklinden kazanımlarına çeşitli eleştiriler yapıldı. Bunların bir kısmında haklılık payı olmakla birlikte kazanımları yok saymak da doğru bir tutum değil. 13 yıldır güncellenmeyen İlaç Fiyat Kararnamesi üç defa güncellendi.. Bunlar kendiliğinden olmadı, kararlı duruş, eylem süreci ve beraberinde yürütülen müzakerelerle oldu. Yetersiz bulabilirsiniz, yüksek enflasyonist ortamda kazanımların eridiğini ve daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirsiniz, ama yok saymak ve değersizleştirmek emeğe saygısızlıktır, bunu kabul edilemez buluyorum.
Eylem süreci sadece İlaç Fiyat Kararnamesi için başlatılmadı; SGK ek Protokolünde yapılacak iyileştirmeler de sürecin bir parçasıydı. Ek Protokol'le reçete hizmet bedellerinin tümüne yapılan iki buçuk liralık katkı da sürecin kazanımlarından birisi olmuştur. Bunu da yetersiz bulabilirsiniz ama yok saymak doğru bir tutum değil. 25 kuruş olarak ilk reçete hizmet bedeli SGK Protokolüne girdiğinde verilen tepkiye benzer tepkiler vermek ne kadar anlamlı?
Yapılanı görmezden gel, değersizleştir, Merkez Heyeti pasif algısı oluştur. Bunlar doğru yöntemler değil. Bunun tabanda Meslek Örgütümüze ve bizlere güvensizliği tetiklediğini gözden kaçırmayalım. Merkez Heyetimiz seçimden sonraki bir buçuk yıllık süreçte doğru bir eylemlilik süreci planlaması, başarılı bir miting, İFK'da üç defa yapılan değişiklik, SGK protokolünde elde edilen kazanımlar ve son derece başarılı deprem bölgesine ilaç sağlık hizmeti sunumu planlaması ve koordinasyonu ile başarılı bir döneme imza atmıştır. Ama yapacak daha çok iş var, özveriyle çalışmalarını ve daha çok üretmelerini bekliyoruz.
Deprem bölgesine yapılan katkıya ayrı bir parantez açarak konuşmamı tamamlamak istiyorum.. Merkez Heyetimizin rolü son derece önemliydi ama Eczacı Odalarımızın, meslektaşlarımızın ve eczacı teknisyenlerimizin katkıları muhteşemdi. İyi ki eczacıyım dediğim, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan ama deprem bölgesindeki halkımızın gönlünde taht kurmamızı sağlayan bu süreçte emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Birlikte ve birlikle mesleğimizi daha güzel günlere taşıyacağımız inancıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum.
ECZ. SEFA KARAARSLAN
AYDIN ECZACI ODASI
YÖNETİM KURULU BAŞKANI