TEB. 21 Bölge Aydın Eczacı Odası

 


BAŞKANIMIZ ECZ.SALİH KOZALI'NIN GENEL KURUL KONUŞMASI...

     Değerli Divan Başkanı ve Üyeleri   ,

     Aydın Tabip Odasının Değerli Başkan ve Yöneticisi ,
     Değerli Basın Mensupları ,
    Sevgili Meslektaşlarım hepinizi şahsım ve Odam adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
     Önümüzde üç seçimin yaşanacağı zorlu bir sürece girdik. Önce yerel seçimler yapılacak; bilahare Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel  seçimler  var. Gezi parkı eylemleri ile başlayan olayların üniversitelerin açılması ile şiddetlenerek artması konuşuluyor. Çözüm süreci ile gidilen yolda yaşanabilecek olumsuzlukların neler getirebileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Bütün bu zorlukları aşılmasında birlik ve beraberlik içinde hareket etmek zorundayız. Herkesin birbirine karşı saygılı olduğu  ;  hiç kimsenin konumuna ve özel yaşantısına müdahale edilmediği ; siyasi tercih , etnik kimlik ve inançlarından dolayı horlanmadığı bir ülke hayal ediyoruz. Bunu başaramaz isek iç savaş ve bölünme gibi tehlikelerin kapımızda olduğunu bilmek zorundayız.
     Sınır komşularımız  Suriye , Irak , İran tüm Ortadoğu ülkeleri ve Mısır adeta barut fıçısı gibi Suriye’de kendi halkından 100.000 kişiyi katleden zalim bir iktidar var. Koltuğu bırakmamak adına sivil,  çocuk , kadın demeden kimyasal silah kullanabilen gözü dönmüş yöneticiler var. İşin en acı tarafı ise akan bu kanın sona ermesi için İslam ülkeleri bir araya gelip çözüm bulamıyorlar. Çareyi her meselede çifte standart uygulayan  ABD ve Avrupa ülkelerinden bekliyorlar.
     Mısır’da ise farklı bir dram yaşanıyor. Seçimle işbaşına gelmiş bir iktidarı darbe yaparak uzaklaştırmakla kalmayıp , durumu protesto eden silahsız , sivil vatandaşları topluca katleden yönetimin açtığı yaraların acısı yıllardır sürecektir. Demokrasilerde başarısız iktidarların değiştirilmesi ancak seçim ile olur.  Askeri darbeler hiçbir ülke için çözüm olmamıştır.
     Ülkemizde bizlerinde bütün bu olaylardan ders alıp aynı duruma düşmemek için sevgiyi , önceleyerek farklılıkları zenginlik olarak kabul edip , saygı çerçevesinde birlikte yan yana yaşayabilmeyi öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum.
     Sevgili Meslektaşlarım!
     Bu konjoktür içerisinde yaptığımız Seçimli Genel Kurul’da mesleğimiz ile ilgili sorunları birlikte konuşacağız. Eczacılık mesleği var olduğu müddetçe mutlaka sorunlarda olacaktır. Bu gayet doğaldır. Ancak gönül isterdi ki sorunların daha az , olumlu ve güzel işlerin daha çok olduğu bir ortamı konuşalım.
     Yıllardır yenilenmesini istediğimiz 6197 sayılı yasamız 17 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Nüfusa göre eczane sınırlaması ,  fakülteyi bitiren eczacının 1 yıl yardımcı eczacı olarak çalışma zorunluluğu , ciroya göre ikinci eczacı çalıştırma şartı gibi birçok yeniliği ihtiva eden bu yasanın detayları yönetmelik ile açıklığa kavuşacak. Ancak yaklaşık 1,5 yıldır çıkarılamayan bu yönetmelik  yüzünden , bir çok mesele anlaşılmaz oluyor. Mesela yeni bir mezun eczacı ile kıdemli bir eczacı arasındaki hizmet puanı eşitsizliği nasıl giderilecek? Zaten ekonomik sıkıntı içinde olan eczacıyı , 1 yıl yardımcı eczacı çalıştırmasına nasıl ikna edeceksiniz? Bu sorunlar netliğe kavuşmuş değil .
     Değerli Arkadaşlarım!
     Kasım 2012’de bir defa da %20 gibi bir oranda  kayıp yaşadığımız stok zararlarımız maalesef hala ödenmedi. Bu konuda 14 Nisan 2012’de çıkan bir tebliğ olmasına rağmen ve TEB Genel Kurulunda Çalışma Bakanının bu parayı ilaç sanayinden alacağına dair söz verip ,  bol bol alkış almasına rağmen hala ödenmemiş olmasına anlamak mümkün değildir. Üstelik bu yetmiyormuş gibi bu arada ticari iskontoları da kaybettik. Ciroların düştüğü ve karlılığın azaldığı bir ortamda ticari iskontoların ne kadar önemli olduğu hepimizin malumudur. Önümüzdeki dönemde Eczacı Odaları ve TEB bu konuda çalışma yapmalıdır diye düşünüyorum.
     Değerli Meslektaşlarım!
     3.7 sıralı dağıtımların düşük cirolu eczaneler için önemli olduğunu biliyorum. Bu sıralı dağıtımın genişletilmesi anlamında her platformda dile getirdiğimiz Talasemi ilaçları ve ayaktan kemoterapi reçetelerinin de sıralı dağıtım kapsamına alınmasını talep ediyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızın olumlu sonuçlanacağını ümit ediyoruz.
     Yine düşük cirolu eczaneler için bir çıkış yolu olarak gördüğümüz Aile Eczacılığı konusunun da çalışılması gereken bir alan olduğunu düşünüyorum.
     Ayrıca  SGK’nın bir çok ilacı ödeme listesinden çıkarma gayretinde olduğunu biliyoruz. Bununla bağlantılı olarak OTC yasasının bir an önce düzenlenip bu ürünlerin satışının sadece eczanelerde yapılması temin edilmelidir.
     Bir diğer önemli konu gelişigüzel pazarlanan bitkisel ürünler ve gıda takviyeleridir. Zaman zaman ölümlere sebep olan bu ürünlerin üstelik endikasyon belirtilerek aktarlarda satılması yasaklanmalı ve tv de reklam yapılması acilen durdurulmalıdır. Bu ürünlerin Tarım Bakanlığı yerine Sağlık Bakanlığından ruhsat alması ve satışının sadece eczanelerde yapılması sağlanmalıdır.
     SGK ile yenilenecek sözleşmenin bugüne kadar gecikmesinin sebebini anlamış değiliz. TEB’in 25 Krş olan reçete hizmet bedelinin 1TL’ye çıkarılması yönündeki çalışmalarını destekliyoruz. Ayrıca kurumun cezai şartları ve fesihleri arttırma gayretlerinin önlenmesini talep ediyorum.
     Değerli Meslektaşlarım!
     Orta ve uzun vadede mesleğimizi düze çıkaracak en büyük faktörün meslek hakkı olduğuna inanıyorum. Avrupa’da da ilaç fiyatları ve karlılık çok düşük. Fakat oradaki eczacılar reçete başına aldıkları meslek hakkı ile gelirlerini arttırıyorlar. Esası kronik hastalara danışmanlık hizmeti vermek olan meslek hakkı  ; hipertansiyon , diabet , astım takibi, sigara bıraktırma gibi değişik projelerle hasta takibi gündemdedir.Meslek hakkının alınabilmesi için eczacılarımızın da bu konuda yeterli eğitimi almış olmaları gerektiğine inanıyorum. Buna göre yenilenen 6197 sayılı Yasadaki en büyük eksikliğin zorunlu eğitimin getirilmemiş olmasıdır. Zorunlu olmasa da üyelerimiz bu eğitimlere katılmalı ve kendilerini geliştirmelidirler.
     Sevgili Meslektaşlarım!
     Mesleğimiz için en sıkıntılı ve en onur kırıcı sorun muvazaa konusudur. Emeğin ve eczacılığın sömürülmesi demek olan muvazaaya hoşgörü ile bakmamız mümkün değildir. Yönetimdeki arkadaşlarımız  ile beraber bu konuda çok uğraş verdik. 20-30 yıldır faaliyet gösteren muvazaalı eczaneleri kapattığımız gibi, muvazaa teşebbüsünde bulunan birçok eczaneyi de engelledik.  Zaman zaman tehditler almamıza rağmen vazgeçmedik. Sıralama yapılsa en başarılı odalar arasında olduğumuzu biliyorum. Bunun haklı gururunu taşıyorum. Başarı hepimizindir.
     Değerli arkadaşlarım!
     Önümüzdeki yıllarda zorlu günlerin ve dikenli yolların bizleri beklediğini biliyorum. Ancak her gecenin bir sabahı olduğu gibi, bu zorlukların da birbirimize kenetlenerek ve birbirimize destek vererek aşılacağını umut ediyorum. Herşey kaybedilebilir ve tekrar kazanılabilir. Ancak umut öyle değil. Umut kaybedilirse her şey biter. Onun için gelecekten umutluyuz.
     Bu duygularla sözlerime son verirken; yaptığımız her faaliyette bize destek veren siz değerli üyelerimize, 2 yıllık emeklerinden dolayı Yönetim, Denetim ve Haysiyet Divanı üyelerime, komisyonlarda çalışan arkadaşlarımıza, denetçi eczacılarımıza, bölge temsilcilerimize ve oda çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.
    Genel Kurulumuzun başarılı geçmesini temenni ediyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
                                                                          Ecz. SALİH KOZALI
                                                                                 BAŞKAN 
 
 

AYDIN ECZACI ODASI

AYDIN ECZACI ODASI